Egeden 3. Sayı - page 40-41

Tire köftesinin sırrı
Tire’nin en popüler restoranlarından birinin ustası Tire köftesinin taze dananın ön kol ve kaburga
etlerinden yapıldığını söylüyor. Köftenin her kilogramında sadece 10 gram tuz bulunuyor. Bir
gün öncesinden hazırlanan ve terbiye edilen kıyma, ertesi gün bir daha kıyılıyor. Sol elde demir
şiş, sağ elde kıyma olacak şekilde biçim veriliyor ve pişiriliyor ve şişten sıyrılıyor. Tavada tere-
yağda ikinci kez pişirilerek ve arzuya göre yoğurtlu, domatesli, karışık ya da sade olarak servis
ediliyor. Bunun yanında keşkeği de Tire’nin ünlü yemeklerinden. Tire çeşitli ot yemeklerinin
yaygın olarak yapıldığı bir ilçe: Karışık iç karması, karışık ot kavurması, sarmaşık kavurması hem
evlerde sıçka yapılıyor hem de restoranlarda bulunabiliyor. Kabak çiçeği dolması da Tire’de çok
sık yapılan yemeklerden. Ayrıca heybeli çorba da Tire’ye has yemeklerden. Hamur işlerine örnek
olarak da lalengi (gıylangı) verilebilir. Lalengi yöresel olarak pisi pisi ve patlıcan balığı olarak
anılıyor. Mustafa çorbası da yöreye ait başka bir tat. Her Tirelinin faydalarının bilincinde olduğu
karadutlu peynir tatlısı da yöreye özgü sağlıklı ve harika bir lezzet.
Huzurlu ve Yeşil Tire
Tadıyla, dokusuyla, tarihiyle
İ
şte, pazarı ve köftesi ile ünlü
Tire’yi gezerken, bu tarihin izlerini
hemen her adımda görürsünüz.
Yeşilliklerin ortasındaki yerleşimlerin
arasından hanlar, kervansaraylar göz
kırpar. Biz, Türkiye’nin en büyük pa-
zarının kurulduğu bir salı günü gittik
Tire’ye. Böylesi ilçelerin halkından
genelde bir sıcaklık beklenir misa-
fire veya turiste karşı ve bazı küçük
yerleşimlerde bu beklenti gerçekten
karşılanır. Ancak Tire’de yaşayanlar,
misafirperverlik ve samimiyet açısın-
dan pek çok yöre halkından farklı ve
bunu her giden hissediyor. Mutlak
bir samimiyet, yardımseverlik ve açık
gönüllülükle karşılanıyoruz “yabancı-
lar” olarak. Sadece Tire Köftesi’nden
ve karadut reçelinden tatmak için bile
günübirlik ziyaret etmeye değecek
olan Tire’nin bir turiste de, bir fotoğ-
rafçıya da, evinin alışverişini yapmak
isteyen bir ev hanımına da verecek
çok şeyi var. Ayrıca Tire’yi geçmişiyle
tanıyan, seven ve gelecek vizyonunda
Tire’nin turizmini geliştirmek de yer
alan bir Belediye Başkanı var: Tayfur
Çiçek. İzlenimimiz o ki, Tireliler Tire’yi
de, Başkanlarını da çok seviyor.
Evlerin teraslarında kanaryalar,
güvercinler ve çiçekler göze çarpıyor.
Rivayete göre, lale de Avrupa’ya Tire
üzerinden yayılmış. Ülkemizin başka
ilçelerine nazaran çok daha iyi korun-
muş olmakla beraber, bazı ufak tefek
şehirleşme hataları da tüm bu güzel-
lik içerisinde göze batabiliyor. Mesela
bir hamamın ana kısmı şu anda bir
giysi mağazası olarak kullanılıyor.
Tire’de mutlaka görülmesi gereken bir
yer olan Derekahve’ye doğru çıkar-
ken ara sokaklardan da dolaşırsanız
1950’lerden kalma modern üslubun
çok zarif ve karakteristik izlerini taşı-
yan müstakil evler görülmeye değer.
Başkan Çiçek’ten aldığımız bilgiye
göre bunların çoğu Rumlar’a aitmiş.
İlçe merkezinden yürüme mesa-
fesindeki önemli yerlerden biri de
İbn-i Melek’in mezarı. Hemen dibinde
de Aydınoğlu Beyliğinin kurucusu
Süleyman Şah’ın Türbesi bulunuyor.
Müze statüsündeki, 850 yıllık kitapları
bünyesinde barındıran Necip Paşa
Kütüphanesi…Mimari açıdan da
38
39
Demet ALTUNTAŞ
Engin ÖNEN
Demet ALTUNTAŞ
Gamze KARAEMİR EROL
Tire pazarı
Tire köylüsü ürettiği malları birinci elden buraya getiriyor. Çökelek, çamur peynir gibi süt ürünleri,
köy yumurtası, dağda yetişen otlar, çeşitli şifalı bitkiler, kadınların el işleri... Pazardaki her şey pırıl
pırıl parlıyor, ıspanak şehirdeki ıspanaktan daha yeşil, elmalar daha kırmızı ve diri sanki; ve herşey
tertemiz.
Sevan Nişanyan’ın Etimolojik Sözlüğü’ne göre
“Tire” sözcüğü pamuk ipliği anlamına geliyor. Pa-
muk, Tireliler için uzun bir dönem önemli bir gelir
kaynağıymış zaten, ayrıca ip, urgan halat üretimi de
Tire’nin karakteristiklerinden. Ancak, Tire’nin ismi-
nin Lidya dilinde “şehir” anlamına gelen Teira’dan
aldığına dair de bilgiler bulunuyor. İzmir’in güney-
doğusunda, şehre yaklaşık 80 km uzaklıkta yer alan
ve “Yeşil Tire” diye bilinen bu güzel ilçe, çağlar boyu
bereketli topraklarının avantajlarıyla belki de; Hitit,
Frigya, Lidya, Pers, Helen, Roma ve Bizans uyguar-
lıklarına sahne olmuş. Osmanlı İmparatorluğu’na en
son katılan beylik olan Aydınoğulları Beyliği’nin bir
dönem merkezi olan Tire, tarihçi Pachmeres’in deyi-
mi ile “Keşişler Yöresi”, Şerafeddin Zafernamesi’nde
“Rum’un Meşhur Kenti”, Evliya Çelebi’nin Seyahat-
namesinde “Şeh-ri Muaz-zam Tire” olarak adlan-
dırılmış. Katip Çelebi (1608-1656) Tire’yi “Eski Taht
Şehri” olarak nitelendirirken, 1908 Aydın Vilayeti
Salnamesi’nde ilçe “Ulemalar Yatağı” olarak geçiyor.
1426 yılında kesin olarak Osmanlı Devleti’ne bağ-
lanan Tire, gerek siyasi gerek ekonomik ve gerekse
kültürel varlığı nedeniyle Osmanlıların bu kente
daha ciddi eğilmelerini sağlamış. Bu dönemde yeni
kurulan Aydın vilayetinin sancağı da Tire olmuş.
Özellikle II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet dönem-
lerinde girişilen imar hareketleri kenti kısa sürede
imparatorluk sınırları içinde birinci dereceden kent
konumuna sokmuş. Tire tarih boyunca bir sayfiye
yerleşimi olarak ön plana çıkmış ve bazı kaynakla-
ra göre de Kanuni Sultan Süleyman ve Timur gibi
isimleri konuk etmiş. Hatta Tire Belediye Başkanı
Tayfur Çiçek’in dediğine göre Meryem Ana da bir
süre Tire’de yaşamış.
1...,20-21,22-23,24-25,26-27,28-29,30-31,32-33,34-35,36-37,38-39 42-43,44-45,46-47,48-49,50-51,52-53,54-55,56-57,58-59,60-61,...84
Powered by FlippingBook